2 Aralık 2010 Perşembe

Kadınlarda orgazmdan önce çiş gelmesi hissi

Bu konuya kısaca temas etmek istiyorum. Vulva, klitoris , uretra girişi ve epidemikal ambiyansalardan bahseden siteleri analamak biraz zor olabiliyor kanımmca.

halk tabiri kullanmak lazım mümkün olduğunca.

Burdan hem kızlarımıza, hem de erkeklerimize seslenmek istiyorum. Birçok ilişkide orgazm sorunu var , çatır çatır her türlü pozisyona giriyorlar lakin zevkin doruğuna çıkmak mümkün olmuyor.

Hiç orgazm olmayan kadınlarda şöyle bir şey yaşanır bazen. Her türlü hadiseyi yaparsın. Efenim erken boşalmayı bi kenara koydum. İcabında 45 dakka gider gelirsin yok anam yok yine de orgazm olmaz.

erkek bi yere kadar tabi, lık lık boşalıverir en nihayteinde. sonradan kızların bir takım serzenişleri olur.

"çişim geldi gibi oldu".

benim hep çişim geliyor neden acaba,

kızım diyorum salla gitsin , icabında üzerime işe sorun değil.

olur mu öyle şey diyor.

mesele his karışması. gelen çiiş değil orgazm aslında lakin kızlarımızın bir çoğu bundan habersiz.
boşuna kendini kasıyor.

bu konuda daha da bilgilenmenizi tavsiye ederim.

özellikle kadınlar kesinlikle mastürbasyon yapmalı. Kadını orgaz edemeyen erkek sorunu orgazm olabilen bir kadın için geçerlidir.

öncelikle kadının orgazmın ne olduğunu biliyor olması gereklidir. Daha kendi kendine bile orgazma ulaşmamış. elini kukusuna sürmekten korkan bir kadını sen nasıl olur da orgama edersin.

kusura bakmayın ama bu erkeklerin omzuna yüklenecek bir yük değil. senin çük sik pipi penis yarak ya da her ne adla adlandırıyorsan işte o sadece cinsel organ, sihirli bir değnek değil.

bu bakımdan kendinizle oynayınız evvela orgazmı kendi kendinize öğreniniz.

erkeklerde kızları rahatlatsın,

o gelen çiş değil orgazmın ta kendisi hanımlar beyler.

tabipler bizim gibi millletin anlayacağı dilden yazmayınca bunu yazmakta bize düştü vesselam.

Saygılarımla..
JoKeR..

-------------------
bu da internette bulduğun başka bir yazı..

kadının g noktası bir zevk üretecidir. velakin çocukluğundan beri g noktasını (cinsel organını) içinde taşıyan kadın için bir çıkmazdır bu; çünkü idrar torbası dolunca karın duvarına doğru genişleyemediği için, g noktasına basınç uygulamaya başlar.

bu da (yani çiş tutmak) her kadına zevk verir. ne var ki kadın, hissettiği şeyin "cinsel bir zevk" olduğunu bilmez. kadın için o hissin adı "çiş gelmesi hissi"dir. yani biçok kadın sevişirken çişini tuttuğunu zannederken aslında orgazmını tutar

lafı şuraya getiricem; mesela misyonerdeyken elinizi/avuç içinizi kadının kasığına bastırıp g noktasını (penisinizle karın duvarı arasına) sıkıştırırsanız, orgazmı bilmeyen kadın "tuvalete gitmem lazım" diyerek sizi üstünden atabilir. delicesine zevk alıyordur, ama aldığı şeyin zevk olduğunu bilmiyor ve "adamın üstüne işeyeceğim sanırım" gibisinden kontrolünü kaybetme paranoyası yapıyordur.

doğrudur da, mesane boş değilse kadınlar ilk orgazmlarında (hatta mütekip çok şiddetli orgazmlarda da) kontrolü kaybettikleri o anlarda genellikle işerler.

o çiş hissine aldırmayınız/aldırtmayınız. biraz daha devam ederseniz, az ileride orgazm bekliyor kadını çünkü :)

7 Haziran 2010 Pazartesi

Tavlamanın ve Cilveleşmenin Sancılı Karmaşası

Tavlamanın, etkilemenin, baştan çıkarmanın ya da cilveleşmenin karmaşası nedir ?

Pozitif bilimlerde işler kolaydır. Su 100 derece de kaynar. Hadi basınç farkı diyelim o etkiyi de göze alır pozitif bilim 3-5 derece de öyle oynar. Ama soktuğumun suyu altına ateşi bastın mı kaynar işte..

Durum soysal bilimler olduğunda ise işler iyiden iyiye karışır. 100 Bin bilinmeyenli bir denklem çözüyorsun gibi hissedersin kendini. O kadar çok veri vardır ki. O kadar çok bilinmeyen. Ne yapacağın bilmezsin.

Denklem çözmek birazda sezgiseldir. Çarpanlarına ayırırsın. Ne yaparsan yap bazen sorunun sonuna geldiğinde bulduğun cevap şıkların arasında yoktur. İşte kabus budur.

Sosyal ilişki süreçleri ve cilveleşmenin karmaşası. Alim olmak gerekir diye düşünüyorum bir kadını elden kaçırmamanın garanti olması için.

Bir kadın görürsün önce, senin diğerlerinden farkın sadece güzel mi değil mi diye bakmamandır. Yürüyüşünden, duruşuna, konuşmasına kadar analiz edersin. Göz süzüşleri önemlidir. Kelimelerle nasıl oynadığına bakarsın. Nerde adım attığına nerde geri çekildiğine nerde kayırsızca yerinde durduğuna bakarsın. Oyun başlamıştır. Her şey yerinde gitmektedir.


Bir satranç tahtasında iki kişi oturmuş , oyun güzel oynanıyor ama seyreden oyuncular çok can sıkıcı olabilir. Bilmediğinde bir şeyler söylerle kıza..

Cilveleşmenin sancılı karmaşası?

Neil Strauss’un kitabında çok sevdiğim bir sözü vardır. “sözde yeteneklerimize rağmen, tavlama çoğu zaman bir şans işidir.”

Evet bizim yaptığımız çekiciliğimizi artırmakla birlikte , şansımızı artırmaktan başka bir şey değil. Ama artırdığımız şans bize yetecektir. Nerede ne yapmamız gerektiğini bilmek önemli.

Tüm bunlara rağmen karşıdaki oyuncu gereksiz bir anda masandan kalkabilir. İyi bir kadın üstadı iseniz , kadının masadan neden kalktığını genelde anlarsınız. Oysa bazen öyle kadınlara düşersiniz ki, kadın “ezberi bozar” kitaba aykırı davranır.

Teoride olmayanları yapar. Neden , niye, niçin, ne sebeple …. Bilinmezlerdir hep..

Söz konusu bir kadın olduğunda dostlar..

Cilveleşme ve tavlamanın sancılı bir karmaşası vardır.

Kadın karmaşıktır çünkü, kadın sancılıdır, kadın kendi bilmez ki neyi neden yaptığını sen bileceksin.

Gözlerinin içini okumak gerekir böyle durumlarda ve paniğe kapılmamak. Panikle aniden verilmiş kararlar ve hamleler kaybetmeye sebep olabilir çünkü. Ustaca , sakin, gücünüzü koruyarak devam etmelisiniz oyuna.

Oyun ve gerçeği birbirinden ayırmayı bilmelisiniz.

Oyun yaşanan algıdır. Gerçek ise gerçektir. Oyun bir çeşit algı yönetimidir.

Bu sebepten diyorum.

Tavlama tekniktir, ilişki kişilik diye..

Oyun da ne yaparsanız yapın , oyun kendi gerçekliğini bulacaktır. Oyun bizim ödül olduğumuz üstüne kurulmuş olabilir. Kıza kendini ödül gibi göstermek üzerine de kurulmuş olabilir. Ancak gerçekte sen ödül değilsen o tahta da galip gelmiş olsan bile. Gerçekte o tahta senin götüne girecektir.

Bazen sırf bu sebepten kaçar kadın. Sırf da bu sebepten. Çünkü kadınlar oyunu da gerçeği de genel olarak erkeklerden çok daha iyi bilirler.

Kadın bakara çok iyi oynuyor. O tahtadan kendi galip kalkacak ama gerçeğe bakar. Gerçek ona bu tahtayı sen kapatacaksın ama gerçekte tahta senin götüne girecek. O zaman kadın yarım bırakır oyunu. Erkekler ise yapmaz bunu.

Kazanmaya odaklı geri zekalılar olduğumuzu unuturuz sıklıkla. Kazanmak uğruna çok şey kaybederiz sıklıkla.

İşletme teorileri arasında “eldeki kuş- daldaki kuş” teorisi vardır. Finansman modelleri arasında eldeki 1 kuşun daldaki 2 kuştan daha iyi olduğu öğretilir. Kadınlar daha iyidir bu konularda.

Erkekler daldaki kuşları kovalamaya pek meraklıdırlar. Genelde bunu yaparken eldeki kuşu da kaçırırlar. Oysa kadınlar temkinli yaratıklardır.

Evet evet , TEMKİNLİ..

Bir kadının ana elementlerinden biri de temkinli olmaktır. Onlar için her zaman eldeki kuş daha değerlidir. Daldaki kuş ne kadar güzel, ne kadar parlak tüylü, hatta taklacı bile olsa..

Eldeki kuş, eldeki kuştur. Eldeki kuş onun kuşudur.

Daldaki kuşun kanadını kırmadan eldeki kuşu salıvermezler. Zaten eldeki kuşlarda öyle özgürlük meraklısı değillerdir pek. 2 tur atıp tekrar gelir konarlar kadının yanına..

Kadının ablası kötü bir evlilik geçirmiştir. Acısı sizden çıkar bilemezsiniz.

Kadının babası alkoliktir, hep annesini dövmüştür. Ne yapsanız da etkileyemezsiniz kadını, o face de elinizde rakı kadehi ile bir fotonuzu görmüştür belki de….

Kadının son 3 senedir hiç sevgilisi olmamıştır. Ona rağmen size gelmez anlam veremezsiniz. Siz anlam veremezken o 3 senedir herkesten sakladığı sevgilisi ile gizli gizli kavgalar etmektedir.

Cilveleşme ve Baştan çıkarmanın sancılı karmaşalarıdır bunlar, bilemezsin…

Böyle duygular içindeyken, sorarsın kendi kendine, alfalık ya da çekicilik yolunda yaptığım bu mücadele ne işe yarıyor diye. Her şeyden vazgeçmek , her şeyi yıkmak istersin bazen.

Aslında hiçbir şey bildiğim de yok dersin kendi kendine.

Sen bu hislerle yanarken , bir dişi güler sana, başka türlü gülmüştür sana. Anlamazsın önceleri. Sonra yakınlaşırsın, kız senden çok etkilenmiştir. Her şey çok güzel gitmektedir. Oysa sen bu kız için hiçbir şey yapmamışsındır.

Sonra girersin kadının hayatına. Anlarsın ki yine aynı şey vardır. Diğer kadın neden gittiğini bilediğin gibi, bu da anlamsız gelmiş gibidir.

Sonra görürsün ki, hiçbir şey anlamsız değildir.

Bir gün duruşundan bahseder, diğer gün giyiminden, bir gün çok güzel kokuyordun der.

O gün diye başlar bir cümleye..

Hayyam’ı anlatmıştın,

O gün diye başlar bir cümleye..

Neyzeni bize tanıştırmıştın,

O gün diye başlar bir cümleye..

Cevat Çapanla karpuzlara gidecektin, karpuz olasım geldi..

O gün diye başlar bir cümleye..

Melih Cevdet’i söylemiştin, seninle katlanasım geldi..

O gün diye başlar bir cümleye..

Lacivert gömlek giymiştin.

O gün diye başlar bir cümleye..

Öfkeni kontrol edip, ortamı çok güzel idare etmiştim.

O gün diye başlar bir cümleye..


Can Yücel’le ortak olup hepimizi GÖT etmiştin.

O gün diye başlar bir cümleye..

Dans ederken beni prenses gibi hissettirmiştin..

O gün diye başlar bir cümleye..

Beni öpmüştün

O gün diye başlar bir cümleye..

Hiçbir şeye gerek yok..

O gün öyle bir gündü ki benim için…

O gün diye başlar bir cümleye..

O gün beni aramıştın…

Tavlamanın , çilveleşmenin, etkilemenin sancılı karmaşası budur..

Kadınlar..

O gün diye başlar bir cümleye..


Biz o cümleleri duysak ta duymasak ta..

Kadınlar..

O gün diye başlar bir cümleye..


O cümleler bazen ruhumuzu okşar, bazen içimizi acıtır.

Biz sadece o günlere ilişkin tebessüm yaratmak için bir çilingir misali değişik anahtarlar hazırlarız..

Biz bir şeyler yaparız ve kadınlar O gün diye başlar bir cümleye..

İyi için çabalarız. Elimizden gelini yaparız.

Bilmediğimiz diyarlardan bir ses gelir..

Bu kadın seni istiyor

Bilmediğimiz diyarlardan bir ses gelir bu kadın senden korkuyor

Bilmediğimiz diyarlardan sesler gelir

Ve kadınlar

O gün diye başlar bir cümleye..


Saygılarımla….
JoKeR –07.06.2010

25 Mayıs 2010 Salı

Lakap Takma ve Msn'de Nick Değiştirme Yöntemi



Msn de konuşuruz bir sürü kızımızla…

Küçük bir teknik paylaşmak istiyorum sizinle.. Msn de kızın nickini değiştirmek hakkında.

Kızımızla msn’de konuşurken. Yaramaz Tavşan, Tripçi tavşan, uslu kedi, masum kuzu, paytak öydek, pıtırcık, bıcırcık, abidik, gubidik gibi sevimli ve samimi kelimelerden birkaç kere konuşmamız gerekir öndelikle.

Elbette herkesin ismi kendisi için önemlidir ve ismini sever ancak bizim bu işi bir aşama ileriye taşımamız gerekir. Onunla aramızdaki iletişime has, kendini daha özel hissedeceği bir lakap bulmamız gerekir.

***Kadınlara şirin lakaplar takınız***

Bu lakapların sıfatlı olması baharatlı olmasını sağlayacaktır.

Örnek: pisi demek yerine, sevimli pisi, huysuz pisi, mızmız pisi, tatlı pisi, nazlı pisi gibi..

Baharatıdır sıfatlar lakabın.

Bunları msn konuşmaları içinde yeri geldikçe birkaç kere kullandınız mı kıvam yavaş yavaş başlamıştır.

Diyelim ki kız uzun süre msn e girmedi ve sen biliyorsun ki bunun sebebi dışarılarda olması..

O zaman tekrar geldiğinde

“Ben seni ev kedisi sanıyordum ama sen iyice sokak kedisi oldun hee” diye esprili bi girişle başlarsın. Sonra kedi muhabbetini uzatırsın…

Buradan geliriz msn tekniğine. Msn ana sayfada kişi Nickine sağ tıkladığımız da “rumuz ekle” diye bir yer var. Ona tıkla ve “ Pisicik” yaz.

Ve artık psicikle konuşmaya başladınız.

Şimdi gelelim bunun ne işi yarayacağına;

Kızla konuşmanızın bir yerinde, elektrik kesilir, İnternetten düşer, bi konuda iddialaşılır, bir şekilde yeri gelir ve yazdıklarınızı kopyalayıp tekrar hatuna göndermeniz gerekir. İşte o anda kız bunu görür.

Her kadın bundan etkilenir. Kimsenin bilmediği gizli bir mağarayı keşfetmiş gibi hisseder. Sizin onunla psicik diye konuştuğunuzu bilir hoşuna gider.

***Her kadın özel olmak ister.***


Herkese yapılan bir tekniğin kendine yapıldığını anlarsa da camdan kalp kırılır.

Yani demem o ki..

Bu sihirli bir değnek değildir ama iyidir.

Bunu her kıza yapmayın

Her lakap o kadına özel kalsın, kadınlar değiştiğinde lakaplarda değişsin. Yani bunları yaparken içinizde biraz duygu olsun.


Saygılarımla…..

JoKeR – 25.05.2010

18 Mayıs 2010 Salı

5 Duyu ( Çekiciliğin Başlangıcı )



5 duyu 5 duyu ilkokulda öğrenilen dandik bir bilgi gibi görünür. Lakin çok önemli bir bilgidir bu.

Algı her şeydir ve bunlar algılamamızı sağlayan reseptörlerdir. Unutmayınız ki karşınızdaki insanlar sizi bu 5 duyu ile fark eder. Bu sebepten bu şeyde maksimim çekiciliği yakalmak zorundasınız.

İnsanlar bu 5 duyuyu bilir de bunların karşı cinsle iletişimde bir önem sırası olduğunu bilmez.

Sıra

1 GÖRME

2 İŞİTME

3 KOKLAMA

4 DOKUNMA

5 TAD ALMA

evet dostlar sıralam budur. Bu önem sırası değildir. Bunu eğitim gibi düşünün. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite ve master gibi..

sonlara doğru olanlar daha önemlidir belki ama ilk basamaklardan geçer notu alamazsan diğer basamakların sınavına dahi giremezsin.

Bir kız düşünelim 100 mt uzakta. Bu kız ilk olarak sizi görecektir. Önem görselliktedir. Görsel olarak yeteri kadar çekici değilseniz diğer sınavlara girme hakkı bile kazanamazsınız.


Görsellikten kastımız nedir ?

Bkz: Yakışıklılık değil , Dış görünüş önemlidir.

Bkz: Rahat Abaza – Şık Çapkın

Evet kızımız ilk önce sizi görecektir. Bu sınavlardan geçemezseniz. Kız sizi salaş , itici bulursa gerisine gerek bile kalmaz. Lakin belli bir şıklık seviyesini geçmiş bakımlı bir erkek iseniz dikkat çekmeniz normaldir. ( Üzülerek söylüyorum çekicilik kolay değildir ve emek ister )

İlkokulu bitirmiş çekici erkeğimiz artık ortaokula gitmeye hazırdır. Sırada işitme kısmı vardır.

Artık kızımız sizin ağzınızdan çıkacak şeyleri dinler ve sesinizin tonuna bakar. Dönme gibi konuşan bir adam istenmez. İnce kız gibi bir ses de kimse istemez

BKZ: Beden Dili – Ses Tonu

Türkçeyi adam gibi konuşmak elbette önemlidir. K leri G diye söylüyorsan, anamgil, şarz diyorsan benzer konularda tiksinirim yerine tiskiniyorum diyorsan kaliteli kız da tiksinecektir senden.

Bkz: Anamgilin Şarzı bitmiş

Bkz: 28 Harfle konuşan adamlar

Bunların Dışında ne hakkın da ve nasıl konuşacağını da bilmelisin. Gereksiz konulara girmeyeceksin. Anlattığın hikayelerle kızın ilgisini çekeceksin.

Bkz: Rutinler – Hikayeler – Oyunlar

Bkz: Din – Siyaset – Futbol Konuşmayın

Görünüşle birlikte ağzınızdan çıkanlarda işe yaramaya başladı ise o zaman KOKU devreye girer. Güzel bir koku sunmalısınız kadına. Ayrıca ten uyumu denilen şeyde kişilerin kokuları arasında ki uyumdur burası da önemlidir.

Bkz: Parfüm Kullanmak

Derken geliriz 4 aşamaya. Dokunmak;

Birbirlerine yakınlaşan , birbirlerine dokunan kişiler çok yakındırlar ve daha da yakınlaşmaya başlamışlardır. Dokunuşlar güzel hisler yaratmalı kişilerde ve ateş giderek yükselir.

Bkz: Kadına Dokunmak 1

Bkz: Kadına Dokunmak 2

Bkz: Kadına Dokunmak 3

Bkz: Polar Battaniye ve Seks

Ve tad alma duygusunu da ihmal etmemek gerekli. Güzel şeyler ikram edin kadınınıza, güzel şeyler yedirin, daha önce başkalarında görmedi , bilmediği şeyler içirin. Farklı olun. Çekici olun..

Bkz: Pastanın süsünü bozmadan tadına bakmayı öğrenin.

( Bunun hangi makalede olduğunu da siz bulun )

Saygılarımla…

JoKeR – 06.05.2010

Şehir Dışından Kadını Aramak






Şehir dışından kadını aramak. İşte size çok işe yarayacak tekniklerden biri daha.

Bunda 2 temel durum var.

1)Kadın Sizin Şehir Dışına Gideceğinizi Biliyorsa:

Bu durumda , özellikle gitmenize yakın konuşmuşsanız. Otobüsten, uçaktan iner inmez, araba ile gidilecek şehir merkezine varır varmaz. “ ben geldim” diye aramaktır. : )

Kime haber veririz bir yere gidince? Ailemize, Karımıza, sevgilimize ve yakın arkadaşımıza.

En azından bu kategorilerden birine sokmuş oluruz kızımızı : ))

Farkında bile değildir bizimle özel bir yakınlaşma sağladığının bu durumun. Samimi arkadaşa koyar en kötüsü kendini. Lakin sen ince ayarını yapmışsan zaten arkadaşlık alanına girmezsiz.

O zaman sevgili olduk oluyoruzu yada benim için özelsini verdin. İşin ilginci o da seni kendi için özel sanmaya başlar bilinç altında. Benim için özel olmasa merak etmem, o aradığına göre merak ettim , ettiysem özel, ben mi ara dedim, öyle imaj mı verdim, özel olduğu için mi aradı , aradığı için mi özelleşti derken “algı karşır”

O seni merak eder sen özel olursun : )))))

2) Kadın Şehir Dışına Gideceğinizi Bilmiyorsa:

Bu tekniğimizi genelde yeni yeni tanıştığımız telefonunu aldığımız yeni yeni aradığımız kızlar üzerinde kullandığımızda işimize yarar. Bir kere şu vardır. Buluşalım görüşelim demek için aramadığın ortaya çıkar. Kız biraz şaşırır. Ben xxx deyim dediğinde. “Sıkıldım bi sesini duymak istedim” dersin. Kız bi afallar. Hem sesimi duymak istiyor vardır ama içinden şunu sorar “ sıkılmasan aramayacak mıydın” : )))

Zaten ilişkideyken yaparsan bunu içinden sormaz direk böyle der. Ki biz buna “kadın kaprisi” diyoruz : )))

Yani bunu tam açıklayamıyorum deminki gibi ama tecrübelerim ve hislerimle söylüyorum. Bu işe yarıyor. Kadınlar seviyor adamın şehir dışından aramasını. Uzaklarda bile beni hatırlıyor diye mi düşünüyor. Şehir dışına çıkmayı gezme için süper bir fırsat görüp gezip eğlenmek varken bile aklına geliyorum diye mi sevinip kendini özel hissediyor henüz sebebini keşfedemedim.

Lakin işe yarıyor. : )))))

Sözün Özü..

Şehir Dışına Çıktığınız da Kadını Aramayı İhmal Etmeyin…!!!

Saygılarımla….

JoKeR – 11.05.2010

30 Nisan 2010 Cuma

Güzel Kadınlardan Korkmayın..

Güzellik esasen çok görece bir kavramdır. Herkesin çocukluğundan getirdiği etkilerle güzellik anlayışı belirlenecektir. Dikkat ediniz, bebekken beyninize kazınan bir güzellik kavramı vardır.

Sağlıkla ilgili güzellik şartları ile birlikte bebekken gördüğünüz sizinle yakından ilgilenen kadınlara benzeyen kadınlar size daha çekici gelecektir. Olasılıkla annenize benzeyen kadınları beğeniyorsunuzdur. Burada dikkat edilmesi gereken şudur. Eğer ilgi alanınıza 20 yaşında kızlar giriyorsa annenizin 20 li yaşlarındaki fotoğrafına bakın ya da sizi doğurduğu zamanki fotoları ile ilgilenin.

İşte o zaman bu olayı fark edeceksiniz. Annenizin dışında size bir bakıcı ya da teyze , babanne baktıysa muhakkak ondanda etkilenmiş olmanız beklenir.

Güzellik görecelidir. İşin bir diğer yanı ise güzellik bazen korkutucudur.

Bir kadın görürsümüz çok güzel, ulaşılmaz gelir size. Hatasız ve kusursuz görünür. Unutmayın ki kadınlar makyaj uzmanlarıdır. Makyajı burada genel manada kullanıyorum. Sadece oje ruj değil. Sütyen, korse, desenli çorabı da makyaja dahil etmek gerekir.

Kadınlar sadece fiziksel makyaj da değil, hayat makyajında da uzmandırlar. Kusurları saklamak tabiatları gereğidir. Çoğu kendi çocuğuna toz kondurmazken komşu Hülya teyzenin çocuğu hakkında atıp tutmaktan çekinmez.

Anlatmak istediğim şu;

Güzel kadınlardan korkmayın. Bir kadının gerçek fiziksel güzelliği ancak çıplakken belli olur. Kadınlar asla göründükleri kadar güzel değildirler ve asla gösterdikleri kadar ulaşılmaz, özel, kusursuz da değildirler. O burunlarından kıl aldırmayan kadınların içinden neler neler çıkar bir bilseniz. O yıkılmaz gibi duran Artemis heykeli un gibi dağılır kollarınızda.

Çok mükemmel gösterdiği ailesinin aslında hiç mutlu olmadığını öğrenirsiniz. Bir çok gizemi fark edersiniz makyajla gizlenmiş. Hayat hiç kimse için kolay olmadı gibi , güzel kadınlar için de kolay değildir. Onlar sizden üstün ve ulaşılmaz değil sadece biraz süslüdürler.

Pastanın süsünü bozmadan meyvesinin tadına bakmayı öğrenin….

Güzel bir kadından korkmak için tek bir sebep vardır. Kadın güzelse rakibiniz çok olacaktır. Tavlama ile bitmez her zaman kadını ele geçirmeye çalışan çakallar olacaktır. Evlensen de değişmez. Kadının kalitesi arttıkça ( Güzellik + Kişilik ) talep gelir. Korkulacak şey kadının güzelliği değil rekabettir.

Ve korkulacak rakipler değil kendindir.

Kendine güveniyorsan; kendinden korkmazsın, rakipten korkmazsın ve güzellikten korkmazsın.

Kendini geliştirip güven ve bilgi binana sürekli kat çıkarsan,

Ne kendinden,
Ne rakipten,
Ne de güzellikten korkarsın…


GÜZEL KADINLAR SİZİNLE OLSUN….

Saygılarımla….
JoKeR – 15.04.2010

27 Nisan 2010 Salı

Kaltak İdealizmi



Kaltak testlerinin bir ileri aşaması vardır hayatta. “Kaltak İdealizmi”

Düşündüm düşündüm bu olaya kaltak idealizmden daha iyi bir isim bulamadım. Bildiğiniz üzere kaltak testlerinde kadınlar gerçek olmayan şeylerle erkekleri test ediyorlardı. Kaltak idealizminde ise gerçek olmayan alakasız şeyleri idealize ederek iyi erkek profili çiziyorlar.

Oysa o idealize ettikleri erkek iyi erkek değil sömürdükleri, bencil çıkarları uğruna dönüştürmeye çalıştıkları erkek profilidir. Her şeyde birbirlerini kıskanana ve çekemeyen kadınlar bu konuda her nasılsa büyük bir direniş içine girerler.

Örnekler verelim kaltak idealizmine. Neymiş bunlar. “İşten çıkıp direk eve gelen erkek iyi erkektir” savı bir kaltak idealizmi ürünüdür. Düğer erkelerin beynine bu erkeğin iyi olduğu düşüncesini , ideal erkeğin bu olduğunu yerleştirmeye çalışılar. İdealizmi buradır da kaltaklığı nerededir?

Kaltaklığı gerekçesindedir. Bunu yapan erkek karısını seven erkektir. Yapmayan ise karısını sevmeyen değer vermeyen erkektir. İşte işin kaltaklığı buradadır. Oysa meselenin sevgiyle alakası olmayıp mesele kadının erkeğin sokaktan uzak kalmasındaki amaçlarda yatar.

Sokağa giden erkek ne yapar. En azından zamanını başkasına harcar, parasını başkasına harcar, enerjisini başkasına harcar. Kadın her şeyini ister erkeğin neden paylaşsın ki. Hele riskler. Başka bir kadına kaptırma olasılığı. Sokakta tanışabileceği başka bir kadının riski.

İşte kaltaklık buradadır. Konu sevgi değil kadının menfaatleridir.

İyi diye bahsettikleri ezik erkekleri idealize edip gerekçesini sevgi saygı diye açıklamaları ise kaltaklıktır.

-Erkek dediğin anlayışlı olur

- erkek dediğin her şeye karışmaz

- erkek dediğin karısına hediyeler alır

-erkek dediğin yemez yedirir

-erkek dediğin içmez içirir

- erkek dediğin gebermeli

- erkek dediğin ölmeli

-erkek dediğin bıdı bıdı

Hepsi kaltak idealizmi örnekleridir.

Kaltak İdealizmine karşı gözünüz açık olsun.

Saygılarımla…

JoKeR – 22.04.2010